tarafından güneş sistemi ('hey'et-i cedide') anlatıldı.
Alvarlı Lütfü Efe Hazretleri
Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri, İbrahim Hakkı Hazretleri gibi
Erurum’un yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden biridir. Erzurum halkı
arasında ‘Alvarlı Efe Hazretleri’ adıyla bilinir. Alvarlı Efe, hemen her
Erzurumlu'nun gönlünde gerek mısralarıyla, gerekse menkıbeleriyle taht
kurmuş, saygı ve sevgiyle anılan, manevî huzurunda saygıyla eğilinen
gönül erlerindendir.
Muhammed Lütfi Efendi, Hoca Hüseyin Efendi’nin oğludur. Annesi
Hasankaleli Mazlumoğlu Hacı Emin Efendi’nin kızı Hatice Hanım’dır. Lütfi
Efendi, H. 1285 yılında Hasankale’nin Kındığı köyünde dünyaya
gelmiştir. İlk tahsilini babası Hoca Hüseyin Efendi’den tamamlayan Efe
Hazretleri, H. 1307’de 22 yaşında iken Hasankale’de Sivaslı Camii’ne
imam olmuştur. Bu imamlığı esnasında ilmî yeteneği ve güzel ahlâkıyla
âlimlerin, eşrâfın ve bütün halkın takdirini kazanan Alvarlı Efe, aynı
yıl babasıyla birlikte Bitlis’e giderek Hoca Pir–i Küfrevi hazretlerine
intisap etmiştir. Bir müddet sonra Küfrevi Hazretleri'nin seçkin bir
halifesi olarak Hasankale’ye dönmüştür.
Daha sonra Erzurum (merkez)’un Dinorkom köyüne dönen Alvarlı Efe
Hazretleri, 1. Dünya Savaşı’na kadar burada kalmış, Rusların Erzurum’u
işgali üzerine, pederiyle birlikte Erzurum’a göçerek, babasını Erzurum’a
bırakıp, kendisi imamlık göreviyle Yavi nahiyesine gitmiştir. Rus
istilası müddetince burada kalmış, Ermenilerin katliam başlatmaları
üzerine kendi köyünden ve çevre köylerden topladığı 60 kişilik bir
müfrezeyle Rusların karargah deposu olan köye, Ermenilerin de o köyde
bulundukları bir gün saldırmış, Ermenileri püskürterek Oyuklu köyünün
yanıbaşında Rusların yığdığı depoyu teslim almıştır. Ancak müfrezenin
depoyu yağmalamasına engel olamamış ve dolayısıyla da Ermenileri
istediği gibi takip edemeyen Efe Hazretleri, yanında kalan birkaç
kişiyle, Ermenileri takip eder gibi davranarak, Haydar boğazındaki
Zergideler köyünde Türk ordusuna iltihak etmiş, orduyla birlikte gün
doğarken Erzurum’a girmiştir. Doğruca babasının kaldığı eve koşmuş,
ancak onu, Ermeniler tarafından kafasına tüfek dipçiğiyle vurularak ağır
yaralanmış bir hâlde bulmuştur. İkindiye kadar babasıyla meşgul olmuş,
akşama doğru vefat eden babasını, Kavakkapı kabristanına defnetmiştir.
Alvarlı Efe Hazretleri, Erzurum’un kurtarılmasından sonra tekrar
Hasankale’ye dönmüştür. Kendisine teklif edilen Hasankale Müftülüğü
görevini kabul etmemiş, yakındaki Alvar köyü halkının istirhamı üzerine,
oraya giderek 24 yıl orada vazife yapmıştır. Bundan dolayı halk
arasında, ‘Alvarlı Efe’ adıyla meşhur olmuştur.
1939 yılında prostat hastalığına yakalanan Alvarlı Efe, tedavi için
Erzurum’a gelmiş, doktorların şehirden ayrılmasının uygun olmayacağını
söylemeleri üzerine, köy halkından izin isteyerek, Erzurum’da Mehdi
Efendi mahallesinde kiraladığı bir eve yerleşmiş, irşat ve ilmî
faaliyetlerine burada 16 yıl devam etmiştir. 12.3.1956 yılında
Erzurum’da vefat etmiştir. Cenazesi kalabalık bir cemaat eşliğinde Alvar
köyüne götürülüp orada toprağa verilmiştir.
Fethullah Gülen
27 Nisan 1941; Pasinler doğumlu, vaiz ve yazar. 50'yi aşkın kitabı,
çeşitli dergilerde makaleleri ve birçok vaazı yayımlanmıştır. Arapça,
Farsça, ve Osmanlı Türkçesi bilmektedir. Gazeteciler ve Yazarlar
Vakfı'nın kurucuları arasındadır ve vakfın onursal başkanıdır.1999 yılı
Mart ayında sağlık sorunlarından dolayı Amerika Birleşik Devletleri'ne
giden Gülen, o tarihten bu yana ABD'nin Pensilvanya eyaletinde
yaşamaktadır.
Fethullah Gülen, İslam'ın Sünni-Hanefi görüşlerini Said Nursi'nin
görüşleri ve kitapları Risale-i Nur ışığındagünümüze göre tekrar
yorumlayan bir İslam düşünürüdür. Bu yorum ekseninde oluşan ve toplumun
bazı kesimlerinden destek bulan Gülen Hareketi'nin fikrî önderidir.
Eğitim ve dinlerarası diyalog konusundaki uygulama ve fikirleri
nedeniyle aralarında filozof ve sosyal bilimcilerin de bulunduğu kişiler
tarafından çağdaş İslam düşüncesine yön veren önemli bir düşünür olarak
kabul edilmektedir.
28 Şubat süreci devam ederken 1999 yılı Haziran ayında ulusal televizyon
kanallarında yayınlanan bazı video görüntüleri Türkiye'deki, laik düzen
yerine şeriata dayalı bir İslam devleti kurmak için taraftarlarını
teşvik ettiği suçlamalarına neden oldu. Bunun üzerine, 22 Ağustos 2000
tarihinde aleyhinde dava açılmış, 2006 yılında bu davadan cürüm ve
şiddete başvurarak teşekkül oluşturduğuna dair delil olmadığından beraat
etmiş, bu karar 2008 yılında Yargıtay Ceza Genel Kurulunca oybirliği
ile onanmıştır.
Fethullah Gülen, 2008 yılının Haziran ayında Foreign Policy ve Prospect
dergilerinin internet üzerinden gerçekleştirdiği ortak anket sonucunda,
Dünyanın ilk 100 entelektüeli listesinde bir numara seçilmiştir.
Şair Nef'i
17. yüzyıl Osmanlı şairlerindendir. Kasidede gerçek bir varlık göstermiş
ve gerek kendi zamanında, gerekse sonraki yüzyıllarda kaside yazan
bütün şairlere etki etmiştir.
Asıladı Muhammed olan Nef'i 1572 yılında Erzurum'un Hasankale'sinde
doğdu. Bundan dolayı devrin kaynakları Nef'i'den Erzenü'r-Rumî diye söz
ederler. Babası ülkesinin etrafından Sipahi Mehmed Bey diye anılan bir
kişidir. Daha küçük yaşlardan itibaren güçlü bir eğitim gördü.
Öğrenimini Hasankale'de yapmış, sonra Erzurum'a gelerek devam
ettirmiştir. Burada Türk edebiyatının ünlü eserlerini okudu, Arapça ve
Farsça öğrendi. Nef'i Erzurum'da öğrenimini sürdürürken genç yaşında
şiir yazmaya da başlamıştır. İlk mahlası Zarrî "zararlı"dır. 1585
Erzurum defterdarı olan Gelibolulu Müverrih Ali, şiirlerini görmüş,
beğenmiş ve bu genç şaire Nef'i "nafi, yararlı" mahlasını vermiştir.
Padişah I. Ahmet zamanında İstanbul'a geldi. Devlet hizmetine girdi ve
bir süre farklı memurluklarda çalıştı. Daha sonraları II. Osman ve IV.
Murad dönemlerinde yıldızı parladı ve sarayla yakın bir ilişki kurdu.
Hicviyeleri ile bilinen Nef'î yazdığı hicivlerle dönemin birçok isminin
nefretini ve öfkesini üstüne çekti. Dönemin müftüsü Nef'i yi öven ancak
içeriğinde Nef'i ye kâfir diyen bir beyit söylemiştir. Nef'i de buna
karşılık olarak;
"Müftü efendi bize kâfir demiş
Tutalım ben O'na diyem müselman
Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere
İkimiz de çıkarız orda yalan"
diyerek cevap vermiştir. Yine bir başka dörtlüğünde kendisine kelp
(köpek) diyen Tahir Efendi'ye karşılık verir;
"Tahir Efendi bana kelp demiş
İltifadı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelp tahirdir"
(tahir temiz anlamına da gelmektedir.)
Yine de uzunca bir süre IV. Murat tarafından korundu, daha sonraları IV.
Murat kendisinden hiciv yazmamasını rica etti. Her ne kadar Nef'î
padişah IV. Murat'a bu konuda söz verse de, kalemini durduramayıp Vezir
Bayram Paşa hakkında bir hicviye kaleme aldı. Bu hicviyesinden ötürü,
1635 yılında, sarayın odunluğunda kementle boğularak öldürüldü. Sonra
cesedi İstanbul boğazı'nda denize atılmıştır. Halk arasında Nef'i
efendinin ölümü hakkında şöyle bir rivayet geçmektedir: Nef'i çok iyi
bir şair olduğu için infazından vazgeçilmiştir.Padişaha gönderilecek
belge yazılırken Nef'i de oradadır. Belgeyi bir zenci yazmaktadır ve
kâğıda mürekkep damlatır. Nef'i de bu olay üzerine "Mübarek teriniz
damladı efendim" diyerek yaşama şansını kaybetmiştir.
PASİNLER İLÇE ULAŞIM
Pasinler, Erzurum'un doğusunda yer almaktadır. Erzurum - Pasinler
karayolu mesafesi 37 kilometredir. Erzurum Ağrı trafik karayolu üzerinde
bulunmaktadır. Pasinler - Kars 160 kilometre ve Pasinler - Ağrı 140
kilometredir. Erzurum Pasinler karayolu 3 şeritli duble yoldan
oluşmaktadır. Karayolu ile ulaşım belediye otobüsleri, özel halk otobüs
ve minibüsleri veya ticari taksilerle sağlanmaktadır. İlçe belediyesi
tarafından yarım saatte bir otobüs seferi düzenlenmektedir. Erzurum
havalimanı ile ilçe mesafesi 40 kilometredir.
Pasinler demiryolu hattı ile önemli ölçüde yük ve yolcu taşımacılığıda
yapılmaktadır. Devlet Demir Yollarının Doğu Ekspresi ile ulaşım
sağlanmaktadır. Her gün Haydarpaşa'dan 09:00'da hareket eden Doğu
Ekspresi, Pasinler üzerinden saat 22:15'de Kars'a varmaktadır. Kars'tan
saat 23:55'te hareket eden Doğu Ekspresi ise Pasinler üzerinden saat
13:10 da Haydarpaşa garına varmaktadır. Doğu ekspresinde pulman, örtülü
kuşetli, yataklı ve yemekli vagon tipleri bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder