Alp Arslanın Büyük Selçuklu tahtına
geçmesiyle ile, Anadoluya yapılan akınlar tekrar sürat kazanmıştır.
Nitekim Alp Arslan 1064 yılında büyük 1 orduyla Azerbaycana gelir.
Gürcistanı bütünüyle fetheder. Doğu Anadolu sınırlarındaki Bizans
idaresini kabul etmiş birtakım Gürcü ve Ermeni prensliklerini kendine
bağlar. Devrin en kuvvetli surlarına sahip olduğu için fethedilemez
denilen Ani Şehrini ele geçirir (Ağustos 1064). buna ilave olarak Kars
ve Van da Türkler tarafından alınır.1066 yılından itibaren Gümüştegin,
Afşin, Emir Sanduk gibi ünlü Türk komutanları Anadoluya akınlar
düzenler. Bu akınlarda Türk kuvvetleri Orta ve Güney Anadoluyu baştan
başa geçer ve birçok şehri ele geçirir.Bizansın Karşı Tedbirleri: Bu
sırada Bizans iç karışıklıklar ve taht mücadeleleri birlikte karşı
karşıya idi. Türk akınları karşısında âciz kalan Bizans, Anadolunun
elden gitmekte olduğunu görüyordu . Bu kötü gidişe dur demek için dul
imparatoriçe, Kayserili 1 general olan Romanos Diogenes birlikte
evlenmek zorunda kaldı. böylelikle Romanos Diogenes (Roman Diyojen)
Bizansın yepyeni imparatoru oldu (Ocak 1068). İmparator Anadoluya
geçerek, Selçuklulara karşı büyük 1 ordu hazırlamaya başladı. Daha önce
de Anadoludaki birçok Bizans kaleleri yenilenmiş ve ordunun ihtiyaçları
için zahire ve mühimmat toplanmıştı .Nihayet imparator Anadoluya birbiri
ardına 2 sefer düzenledi. yalnız Emir Afşin başta olmak üzere diğer
Selçuklu komutanları, bu kalabalık ordu seferdeyken, Ege kıyılarına
kadar birçok akınlar yapmakta , Konya, Afyon, Denizli gibi şehirleri
tahrip etmekteydiler.(1068-69) İmparator yaklaşan kış için İstanbula
geri dönmek zorunda kaldı.
İmparator Diogenes, Türklere son ve
kesin 1 darbe vurmak istiyordu. Bu sebeble 200 1000 karakter büyük 1
ordu hazırladı. Bu ordu da Ermeni, Gürcü ve ücretli Frank, Norman, Rus
kıtalarının yanı dizi, Türk soyundan Uz ve Peçenek kuvvetleri de
bulunmaktaydı. Nihayet Bizans ordusu doğuya doğru sefere çıktı. Bu
sırada Alp Arslan, Mısır seferine çıkmıştı. Henüz Halep kuşatmasında
bulunuyordu. Bizans ordusunun ilerleyişini duyunca süratle geri dönmeye
karar verdi. ihtiyar ve yorgun askerlerini bırakarak emrindeki dinç
kuvvetlerle Ahlata geldi. Birkaç defa sulh teklif ettiyse de bunu
Alparslanın korkusuna yorumlayan Romanos Diogenes, barışı reddetti.
bundan sonra cenk kaçınılmazdı.Devrin kaynaklarına göre Bizansın 200
binlik ordusuna karşı, Selçuklu kuvvetleri 50 1000 kadardı. Bizans
ordusundaki Peçenek ve Uz askerleri, karşılarındakinin Türk olduğunu
görünce Selçuklu tarafına geçmişlerdi . İki ordu Malazgirt Ovasında
mevzilendi. İslâm ülkelerinin bütün köşesinde, Alp Arslanın zafer
kazanması için hutbe okunuyor, yakarış ediliyordu. Nihayet Alp Arslan
ordusu birlikte cuma namazını kıldıktan sonraları askerini hayli
etkileyen, coşkulu 1 konferans yaptı; şehit düşerse üstündeki ak
elbisenin kefeni olduğunu, onunla gömülmesini vasiyet etti. sonraları
eski Türk geleneğine uyarak atının kuyruğunu bağladı ve ordusunun başına
geçti. (26 Ağustos 1071)Alp Arslan sayıca epey üstün olan Bizans
kuvvetlerine karşı Türk cenk taktiği olan „Turan taktiğini başarıyla
uyguladı. Askerlerin 1 kısmı cenk alanının 2 yanındaki tepelerde pusuya
yattı. Diğer güçler düşmana saldırdı ve kaçar gibi yaparak geri
çekildiler (sahte ricat). Türklerin bozguna uğradığını zanneden Bizans
kuvvetleri disiplinsiz 1 biçimde Selçuklu kuvvetlerini takibe başladı ve
merkezden bayağı ayrıldılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder